27 Eylül 2013 Cuma

Rutin ?

Alttaki ikinci çizgiye kadar olan kısım sıcak bir ağustos ayında, tüm yaz boyunca çorap giymemenin verdiği haklı gurur ile yaşayan bir gencin terlerken yazdığı satırlardır. Diğer kısım, yani şuanki tarih olan 28 Eylül’ün bünyede oluşturduğu etkiler açıkça gözlenebilir.


Son zamanlarda yaptığın rutin aktiviteler içerisinde boğulurken yazmayı unuttuğumu farkettim, mavirenkteki klasik kurşun kalemi ve test kitabımı bırakmak suretiyle bilgisayarın başına oturdum,  zaten bunalmıştım birkaç şarkı dinleyip, paylaşabileceğim düşüncelerim olacağı aklıma gelince blog sayfamda buldum kendimi. Eski yazılarımı okuyup gülümsedim, kısa sürdü, ardından şuan satırlarını doldurduğum word sayfasını açtım Bim’den aldığım Le’Coladan bir yudum alırken.



Son zamanlarda neler yaptığımı yazmaktı hedefim, aslında yeni bir yazı atayım ayıp olmasın düşüncesiyle yazmaya başladığım bu satırlar eğlenceli bir hal almaya başlamıştı. Bu kadar edebi konuştuğum yeter aslında yetmez ama anca bu kadar kasabildim anlayın, test kitaplarıyla seviyeli bir birlikteliğim olacak gibi gözüküyor üstelik daha dershaneye başlamadım bile. İş yok güç yok dershaneyi kim ödeyecek merak ediyorum ama umutluyum okullar başlayınca bir işten haber bekliyorum ordan gelecek parayla dershaneyi ve spor salonunu ödeyebilirim, spora başlayacağım evet bunun sebepleri gülünçlü başka bir yazıya kalsın.



Aylar sonra gelen, yazamamanın verdiği pişmanlık duygusunun bir sonucu olarak gelen düzenleme:

Yarın dershaneye kayıt olmaya gidiyorum, hafiften geç kalmış bir şekilde, ama üzgün ama keyifli. Dershaneye kayıt için gereken parayı bulduğumu belirteyim alt metinde, evet işe girdim yaklaşık 1 aydır çalışıyorum, satış temsilcisi olarak, hehe havalı duruyor değil mi satış temsilcisi. Telefonda konuştuğum insanlarla aramdaki diyalogların için bile sadece bir blog sayfası açılır bırakın konu açmayı. Bunlarla ilgili bir yazı yazayım o zaman daha sonra söz valla billa.



23 Ağustos 2013 Cuma

Afili blog nasıl olur ?

Bu alemde şekil yapmanın ipuçları kıyağımı unutmayın;

- Öncelikle resimli, kendinizi tanıtan ufak bir profil yazınız olsun(benim yaptığım gibi, ne şekil ama)
- Ardından popüler yayınlarınızı köşede listeleyin ama ismi popüler yayınlar olmasın ciks bişey olsun.
- Takip ettiğiniz blogları köşenizde reklam yapar gibi tanıtın onlar da sizi tanıtmaz boşa heves etmeyin.
- Gif’leri unuttuk :( Şöyle afili gifler seçin kendinize çünkü hiçbişeye benzemeyen yazılara kurtarıcı olabilirler (!)

 - Depresif ayağına karı kız düşürürüm sanmayın, millet sizi acıyor tamam biliyorum ama fazlası zarar heves etmeyin, hayattan keyif almaya bakın.
- Tükenmek bilmeyen gadget boşluğunuza neleri okuduğunuzu, neleri izlediğinizi yazın ayıp olmasın.
- Neyi unuttuk diyordum bende, gözünüzü seveyim kızlar, hiçbir fikriniz olmadığı halde moda üzerine yazmayın:(
- Az biraz göz zevkiniz olsun, nereden buluyorsunuz yahu o saçma sapan göz yoran fontları, yapmayın.
- Translate koymayın olum bişeye benzemiyor yazılar sonra.
- Karizmatik ingilizce cümleler yazın bitmek bilmeyen gadget boşluğunuza.
- Koymayın abi sayfanıza sayaç falan, tamam ilk yıllarda popülerdi ama gereksiz şimdi.
- Onun yerine anlık ziyaretçi sayınızı gösterin, sayının sıfır olduğunu görüp moral bozmayın.
- Ah şu gadget boşlukları, çok bilinmedik bir şarkı koyun oraya, sosyal ağlara linkleri de koyun karı kız düşer belki.
- Her yazının sonuna bir şarkı paylaşın, son zamanlarda çok moda (gülüyorum)
- Son olarak nolur iki yazı yazdıktan sonra blogunuzu silmeyin:(

Üstte yazanları uygulayın, arkanıza yaslanın ve beklemeye başlayın...




18 Ağustos 2013 Pazar

Geçmiş, gelecek, yazılacaklar ?

     Zamanında bu adreste şahane blog girdileriyle fink atarkene yazma şevkimi kaybedip, tüm yazıları sildiğim, -kara dönem- diye nitelendirdiğim bir süreçten geçtim. Beni tanıyanlar bili-.. bilmezler efendim çünkü o kadar geniş bir çevrem olmadı burada ama şimdi eski şevkimi kazandığımı düşünüyor, önümdeki cipsten alıp yağlı ellerle size bu -giriş yazısı- nı yazıyorum. 

     Blog aleminde iyi arkadaşlıklar kazanıldığını biliyorum, benim de birkaç tane arkadaşım oldu elbet o kadar da değil. Tarzını beğendiğim bazı arkadaşlar var güzel güzel yazıyorlar, bazıları var çok depresif yazıyor ara sıra kendimden birşeyler buluyorum o yazılarda, çeşit çeşit insan var anlayacağınız hepsiyle tanışmak umuduyla.

     Şimdi zor bir sürece doğru giriş yapıyorum, önümdeki yaklaşık 1 seneyi DGS sınavına hazırlanarak geçireceğim, bu zorlu maratonda başımdan geçenleri yazabileceğim bir yerim olsun diyince döndük dolaştık yine bizim emektara kaldık anlayacağınız, eğlenceli bir blog olması temennisiyle çıktım yola bakalım kısmet..